Obezite (Şişmanlık) ve Zayıflama

OBEZİTE (Şişmanlık) ve ZAYIFLAMA
Obezite çağımızın en büyük sağlık problemlerinden biridir. Amerika’da şişmanlık oranı nüfusun neredeyse %61’ini oluşturuyor.2039 yılında bu oranının % 95 leri bulacağı varsayılmaktadır. Yapılan bir araştırmada Türkiye’de 25 yaşın üzerindeki yaklaşık kadınlarımızın %40 ı, erkeklerimizin ise %20 si fazla kilolu sınıfına girmiştir. Sağlıklı beslenmeye sadece bahar aylarında başlayıp yaza hazırlanma programı olarak değil, doğumdan ölüme kadar sürekli edinmemiz gereken bir alışkanlık olarak bakılması gerekir. Sağlıklı zayıflamak ve vücut ağırlığını dengede tutmak önemlidir. Bunun için ilk kural doğru beslenme alışkanlığına sahip olmaktır. Dolayısıyla İsveç, Norveç diyeti ya da şu ünlü insan diyeti gibi diyetleri bir tarafa bırakmamız gerekir. Bir mucize işlem yada zayıflama ilacının olmadığının farkına varılmalı gerçek mucizenin insanın kendinde olduğunun anlaşılması gerekmektedir.

İnsanların zayıflayamamasının ana nedeni, uzun bir çabayı göze alamamalarıdır.

ÇOK EMEK GEREK

İnsanlar, çoğu zaman gereken her şeyi yaptığını sanıyor. Değil kilo vermek, kilo kontrolü için bile aslında epey ter dökmek gerekiyor. Orta yaşlı 34 bin 79 kadını 13 yıl boyunca izleyen Harvardlı araştırmacılar, çalışmanın sonunda kilo almayan katılımcıların ortak özelliklerini tespit etmişler: Haftada 5 kez toplam 7 saat egzersiz ve diyet yapmak. Dahası, diyet yapmayan katılımcılar, bu kadar egzersize rağmen kilo veremeyip ancak mevcut kilolarını korumuşlar. Yani araştırma ya göre kilo kaybetmek için sadece fiziksel aktivite yeterli değil. Araştırmada “Günde 60 dakikalık egzersiz, ancak normal vücut kitle endeksini korumaya ve kilo almamaya yardımcı oluyor” deniyor. Dolayısıyla kilo vermek ve o kiloda kalmak için boğazınıza hakim olmak ve daha fazla egzersiz yapmanız gerekiyor; hem de sadece yazın değil hayatınız boyunca.

Diyet ürünleri ve ‘mucize’haplar gözünüzü boyamasın

O halde daha da çok terlemek gerekiyor ya da açlığı bastırmak için sadece düşük kalorili ürünler tüketebilirsiniz. Ancak son yıllarda büyük bir pazara dönüşen diyet ürünlerin etiket bilgilerini iyi okumak gerek. Zira şeker yerine tatlandırıcı kullanılan bazı diyet ürünleri neredeyse diyet olmayan ürünler kadar yağ içerebiliyor. Birçok kişi, “zayıflama hapları”nın her şeye değer olduğunu düşünüyor. Oysa, bu tür hapların sinirlilik ve kaygı bozukluğundan vitamin eksikliğine kadar pek çok yan etkisinin olduğu ve aslında iddia edildiği kadar da etkili olmadığı yönünde onlarca araştırma var.

KİLOLAR NASIL GİDER?





Eğer aile fertlerinden birisi diyete başlayıp kilo vermeye başladığında diğer aile fertleri ona destek olmalıdır. Çok önemli bir konu da eğer 20-40 kg. fazlamız varsa yapılması gereken en önemli şey kesinlikle akupunktur uzmanı, doktor ve diyetisyen kontrolü altında kilo vermemiz gerekir.Eğer kendi başımıza zayıflayayım derseniz sağlığınız ciddi bir şekilde tehlikeye düşebilir. Kilolarımızı verdik incecik olduk nasıl koruyacağız? Bu devamlı diyet yapacağız anlamına gelmediği gibi diyet bitti haydi artık ne istersek yiyelim anlamına da gelmez. Bu durumda hiç olmazsa bir yıl boyunca ayda bir kez de olsa doktorunuzu bırakmadan kontrole gitmeniz gerekir.

VERİLEN KİLOLAR NASIL GERİ ALINMAZ ? KİLO NASIL NASIL SABİTLENMELİ?

Doktor ve akupunktur doktoru kontrolünde sağlıklı kilo verildiği zaman o kiloda kalmak için herşeyden önce beslenme düzenini değiştirmek gerekir. Şişmanlığın tedavisinin ömür boyu sürdüğünü artık kabul etmemiz gerekir. Yani kilolar verildikten sonra tekrar aynı yemek yeme düzenine dönersek verdiğimiz kilolarin geri alınmasi çok uzun sürmez. Tıpta kabul edilen en dengeli kilo verme ayda 3-4 kilo dur. Burada en önemli olan şey aralarda abur cubur yememektir.

Ayrıca günde 2-3 litre su içmek gerekir. Çünkü az su içen insanlar kilo almaya meyilli olurlar. Verilmiş olan kiloların en az 6 ay 1 sene muhafaza eder ve daha sonra da beslenme düzenimizi korursak verilen kilolar geri alinmaz. Bunun yanı sıra mutlaka spor ve egzersiz şart. Gideceğimiz yere bir durak önce inip yürümek gibi asansör kullanmamak hafta sonunda biraz ailemizle yürüyüş yapmak bile faydalı olabilir.





AKUPUNKTUR ZAYIFLAMADA NASIL ETKİLİ OLUR?



1- İştah ve acıkmayı azaltır.Özellikle diyet yapan insanların en büyük sıkıntısı diyet sırasında iştahlarını engelleyemezler. Akupunktur beyindeki hipotalamus bölgesinde noradrenalin seviyesini düşürüp serotonin (Mutluluk sağlayan bir maddedir. Özellikle çikolata yedikten sonra ortaya çıkar) seviyesini artırıyor. Bu sayede iştahsız ve hep tok hissederiz.



2- Midede ekşime ve yanmayı önler; özellikle diyet sırasında daha önceden de mide yanma ve kazınmaları olan kişilerde daha da ortaya çıkar. Halbuki kulaktan yapılan akupunktur mide ve barsaklara giden sinirlerin bazı uçları kulağa da geldiği için buraya yapılan uyarılar mide asidini azaltıyor dolayısıyla mide diyete bağlı boş olsa bile asit az sağlandığı için kişiler diyetini çok rahat bir şekilde yaparlar.



3- Halsizlik ve bitkinliği önler; akupunktur hem enerji verir hem de buna bağlı diyet ona uygun olduğu için halsiz kalmayız. Aslında şişmanlık, insanları halsiz ve bitkin yapar.



4- Stresi azaltır; akupunktur iğneleri vücuda ve kulağa uygulanınca beta endorfin adını verdiğimiz bir madde salgılanır. Bu da stresi azaltıp sakinleştiricidir. Dolayısıyla diyet sırasında kimsenin boğazını sıkmazsınız.



5-Metabolizmayı düzenleyici rolü vardır.



Bunların hepsi bir araya gelince akupunktur kilolu olan insanı kilo vermeye hazırlar. Buna göre haftada 1-2 kez yapılan akupunktur tedavisi ile 6-8 hafta sonunda 8-10 kg.verilir. Kilo daha fazlaysa tedaviye haftalık devam edilir. İdeal kiloya indikten sonra akupunktura 6 ay süreli ayda bir kez ile devam edilir. Bu sırada diyet değil sağlıklı beslenme yapılır dolayısıyla kilolar sabitlenir sonra senede 2 veya 3 kez kontrol olmak gerekir.Çünkü aşağıdaki gibi bazı nedenler insanların kilo almasını tekrar başlatabilir.



1-Hamilelik,düşük yapma,kürtaj; metabolizma etkilendiği için.

2-İlaç kullanımı; (Kortizon, hormon ,allerji,depresyon ilaçları);İştah açıcı ve su tutucu

özelliklerinden dolayı.

3-Narkoz alımı; her hangi bir ameliyat öncesi verilen narkoz metabolizmada bir

değişiklik yapabilir sonuçta da kilo alınır.

4-Ani şok yapıcı bir olay; boşanma,işten ayrılma,yakınının ölümü,deprem vs.

Bu durumlar olursa bir ay içinde akupunktur doktorunuzla bağlantıya geçerseniz kilo

alımı önlenir.

Kanunlarımıza göre akupunktur uygulayan kişinin mutlaka doktor olması akupunktur eğitimini almış olması ve aldığı eğitimin Sağlık Bakanlığı tarafından verilen bir sertifika ile onaylanmış olması gerekir.

Metabolizmayı hızlandırmanın yollları

Hareketsiz yaşam, stres, tiroidlerin düzensiz çalışması metabolizmayı yavaşlatıyor. Metabolizma hızı kişiden kişiye fark gösterir. Metabolizma hızını belirleyen en önemli faktör vücut kas dokusu miktarıdır. Kas kitlesi arttıkça metabolizma hızı artar. O nedenle sporcuların ve kadınlara göre daha fazla kas kitlesi olan erkeklerin metabolizma hızı daha fazladır.

Aynı zamanda vücut yüzeyi ile de metabolizma doğru orantılıdır. Yani vücut büyüdükçe o vücudu çalıştırmak için gerekli olan enerji artar aslında. O nedenle fazla kilolu bir insanın normal kilodaki bir insana göre metabolizması daha hızlıdır.

1) Düzenli uyuyun. Eğer geç kalkıyorsanız mümkünse erken kalkın.
2) Düzenli olarak egzersiz yapın. Haftada en az 3 gün 45 dakikalık tempolu bir yürüyüş yapın.
3) Ağırlık çalışmayı ihmal etmeyin. Metabolizma hızının en belirleyici faktörü kas dokusu olduğu için kas miktarınızı arttırmaya çalışın.
4) Kola, gazoz gibi asitli ürünler yerine su için. Su insan vücudunun en önemli bileşenidir. İyi bir metabolizma, iyi bir dolaşımdan bu da iyi bir boşaltımdan geçer. O nedenle günde 2-2,5 litre su içmeye özen gösterin.
5) Acıktığınızda mutlaka vücudunuza cevap verin. Uzun süre aç kalmayın, mutlaka ara öğün yapın. Küçük bir meyve bile yeseniz yeterli olur.
6) Metabolizmayı en çok çalıştıran yiyecekler proteinlerdir. Beslenmenizde dengeli bir şekilde protein tüketin.
7) Az az sık sık yemek metabolizmayı canlı tutuyor.
8) Yemeklerinizin yanına eklediğiniz iki-üç kaşık yoğurt yüksek kalsiyum içeriği nedeni ile metabolizma üzerine olumlu etkileri var.
9) Lif oranı yüksek olan yiyecekler, özellikle taze sebze ve meyveler, kurubaklagiller ve tam tahıllı ürünlerini de düzenli tüketmek şart.
10) Yeşil çay için. Kahve ve çay içerdiği kafein içeriği nedeni ile metabolizmayı çalıştırır. Ancak çok fazla tüketilirse çarpıntı ve uykusuzluğa neden olabilir. Yeşil çayın antioksidan kapasitesi çay ve kahveye göre daha fazladır. Günde 1-2 fincan yeşil çay tüketmek hem metabolizmayı hızlandırır hem de yaşlanmaya gidiş sürecini yavaşlatır.